Ana içeriğe atla

Anlıksal (intellectual) Kurgu

Anlıksal kurgu, genellikle fizyolojik yönden üsttitremse1 seslerin değil, anlıksal çeşitten seslerin ve üsttitremlerin kurgusudur, yani kendine uygun düşen anlıksal duygulanmaların birbiriyle çatışacak biçimde yan yana getirilmesidir.
Burada kertelemeli nitelik, tümüyle kurgunun etkisi altında sallanan bir insanın (yukarıya bakınız) devinimi ile bunun içindeki anlıksal süreç arasında ilke olarak herhangi bir başkalık bulunmamasıyla belirlenir; çünkü anlıksal aynı taşkınlıktır, ama daha yüksek sinir özellikleri alanında yer alır. Yukarıda verilen örnekte olduğu üzere, «caz kurgusu»nun etkisi altında, insanın elleri ve dizleri dizemsel olarak titrerse, ikinci durumda böyle bir titreyiş, daha ayrı bir anlıksal çağrının etkisi altında, düşünce aygıtının sinir dizgesindeki daha yüksek dokuları içinde aynı yolda ortaya çıkar. 
Her ne kadar bunlar «olaylar» (görünüşler) olarak ele alındığında birbirinden başka görünürlerse de, «öz» (süreç) noktasında kuşkusuz özdeştir.
Çalışmadan sağlanan deneyim, daha aşağı çizgilerden daha yüksek sınıflara doğru uygulanınca, bu durum şeylerin ve olayların tam özüne saldırıya geçmek olanağını sağlar. Böylelikle beşinci sınıf, anlıksal üsttitremdir. 

Bunun bir örneği Ekim'deki «Tanrılar» ayrımında bulunabilir, Burada «Tanrılar» ın birbiriyle karşılaştırılmasının bütün koşulları, her parçanın Tanrı'yla ilişkisinde ortaya çıkan tümüyle sınıf niteliği taşıyan. anlıksal sese bağlıdır. Sınıf niteliği diyorum, çünkü coşkusal ilke her ne kadar evrensel olarak insancıl ise de, anlıksal ilke derinliğine sınıf rengi taşır. Bu parçalar inici bir anlıksal diziye uygun olarak bir araya getirilmiştir: Tanrı kavramını kaynaklarına dek götürerek izleyiciyi bu «gelişme» yi anlıksal olarak algılamaya zorlar.


Oktyabr (1928) - Tanrılar Ayrımı

Ama kuşkusuz bu, benim birkaç yıldır bildirdiğim anlamda anlıksal sinema değildir henüz Anlıksal sinema, fizyolojik ve anlıksal üsttitrerıilerin çatışmalı biçimde yan yana gelişlerini çözecek sinema olacak: Yepyeni bir sinema biçiminin kuruluşu, ekinin genel tarihindeki devrimin gerçekleştirilmesi; bilimin, sanatın bireşiminin kurulması. 
Bana göre, üsttitrem sorunu, film geleceğimiz yönünden büyük bir anlam taşımaktadır. Olanca dikkatimizle bunun yöntembilimini incelemeli, bu soruna eğilmeliyiz.

Moskova-Londra, Sonbahar 1929 
Bundan önceki yazıya ek olarak yazılan bu yazı ilk kez «Sinemada Dördüncü Boyut 11»­«ahe Fourth Dimension in the Kino ılı» adıyla «Close-Up» (Sayı: 3, Nisan 1930, Territet) dergisinde yayımlanmıştır (Çev.).

*Lezginka: Lezgilerin (Dağıstanlıların) oynadıkları birkafkas halk oyunu.

** Kutsal Çanak: isa'nın son akşam yemeğinde kullandığı sanılan çanak ya da kupa. Söylenceye göre Arimatyalı Yusuf adında varlıklı bir İsa yandaşı Yahudi, İsa çarmıhtayken damlayan kanını bu çanağa topladı.(Çev.).

(Film Duyumu “Sergey M. Eisenstein” Çeviren: Nijat Özön)