Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Film Kurgusu*

Lucy Fischer Çeviren: Emrah Suat Onat SineMasal Yazılar - 1 Sinema İdeoloji Politika, (Mayıs 2008) Nirengi Kitap "Kurgu, film teknisyenlerinin anlam yaratma konusunda sahip oldukları en etkili araçtır." V. I. Pudovkin Film Technique and Film Acting "Filmin tüm teknik özellikleri içinde, en yaygın ve vazgeçilmez olanı kurgudur." Siegfried Kracauer Theory of Film Yukarıdaki alıntıların gösterdiği gibi, kurgu uzun zamandır film eleştirmenleri ve sinemacılar tarafından sinemasal formun en önemli unsuru olarak görülmekte, bu önemiyle de film teorisinin gelişme sürecinde hatırı sayılır derecede ilgi çekmektedir. Bununla beraber hala kolayca tanımla­nabilecek bir kavram değildir. Bazı sinema araştırmacıları kurguyu tamamen film üretimiyle ilişkilendirirken, Katz şöyle der: "[Kurgu] Hareketli görüntüye ait planların ve onlarla uyuşan işitsel unsurların, birbiriyle tutarlı bir sıra ve akan bir de­vamlılık içinde, seçilmesi, toplanması ve düzenlenm...

Kurgu ve Gerçeklik

"Çekim anında hile, bir film, seri olarak kurgulanabilecek birbirinden bağımsız selüloit parçaları olarak düşünülmelidir. Filmsel biçim gerçek görünüşle asla aynı değildir; ona sadece benzer." — V. I. Pudovkin Film Technicque and Film Acting Sanatsal biçime değer kazandıran ve onu haklı çıkaran başlıca yollardan biri de -görünüşte, onu yücelten bir özellik olan- gündelik gerçeklik ile olan farklılığıdır. Sinemanın ilk yıllarında, böyle bir sav Alman eleştir­men Rudolf Arnheim tarafından ortaya konmuştu. Arnheim için sinema­nın en önemli sentetik özelliklerinden biri kurguya başvurmasıydı. Konuyla ilgili değerlendirmesi, Film (1933) ⁴ isimli kitabında, sinemada normal "zaman-mekân bütünlüğünün" yokluğu üzerine gerçekleştirdiği tartışma içinde geçiyordu: Gerçek hayattaki deneyim ya da zincirleme deneyimler her gözlemci için sürekliliği bozulmayan bir zaman ve mekân dizisi içinde gerçekle­şir... Zaman ya da mekânda atlamalar gerçekleşmez. Zaman ve mekân devaml...

Kurgu ve Yaratıcılık

"Film kurgucuları, kullandıkları aletlerle dokunaklı şeyler söyler. Kaostan düzen yaratırlar..." Vincent LoBrutto  Selected Takes Arnheim gibi kuramcılar için, sinemanın işlenmemiş gerçeklikten uzaklığı sadece ontolojik bir mesele değildir. Aksine, onun kabulü sine­manın yüksek kültürel bir biçim olarak durumunu gösterir (bu nedenle Arnheim'm önemli eseri şu adı alır: Film as Art. ²² Arnheim'a (ve onunla aynı perspektife sahip insanlara) göre, kurgu, sanatçıya ait hünerin açık ispatını sunduğu için, sinemasal becerinin ayrıcalıklı bir aracıdır. Arnheim'ın belirttiği gibi, montaj, "sinema sanatına giden asil bir yol­dur" ²³ Arnheim şöyle devam eder: Bir kişi tarafından kontrol edilen kayıt sürecinin sonucunda ortaya çıkan, yüzeysel addedilen tek bir görüntü, unutulmamalıdır ki doğanın taklidinden başka bir şey değildir. Ne var ki iş montaja geldiğinde, bu sürece insan eli değer: zaman kırılır, zaman-mekân düzeninde birbirin­den koparılan şeyl...

Kurgu ve Diğer Sanatlar

"Sinemamız ailesiz ve köksüz, geçmişsiz ve geçmişin kültürel zenginliklerinden ve geleneklerinden de mahrum değildir." Sergei Eisenstein  "From Dickens, Griffith and the Film Today" Film kuramcılarının geleneksel olarak sinema tartışmalarını sürdürdükleri başlıca yöntemlerden bir tanesi de onu diğer sanat dallarıyla karşılaştırmak olmuştur. Bir düzeyde bu yaklaşım estetik bir ilgiye işaret eder: Yeni bir medyum, daha önceki estetik formları kavrayışımızı nasıl genişletir ve yeniler? Başka bir düzlemde ise bu tip tartışmalar sinemayı -soy ve köken açısından daha saygın bir biçime sokarak- "meşru kılmak" anlamına gelir. Bazı eleştirmenler için kurgu, "soy kütüğü" tartışmalarında önemli rol oynar. Sinema ondokuzuncu yüzyıl tiyatrosuna (photoplay ²⁸) çok şey borçlu olduğundan, yazarlar için bu için iki medyayı karşılaştırmak doğaldı. Kurgu açısından, değişen perspektifleri sunmak sinemanın, onu tiyatro sahnesinden ayıran, önemli bir gücüy...

Kurgu ve Ruh

"Photoplay, aklın yasalarına, dış dünyanın yasalarından daha fazla itaat eder." Hugo Munsterberg  The Film Pek çok kuramcı için, film kurgusunun ana ilgi odağı (ve yarattığı metinsel söylem) insan zihninin işleyişini "taklit" edebilme gücü olmuştur. Bu eleştirmenler arasında, sinemanın ilk yıllarında yayınlanan The Film: A Psychological Study (The Silent Photoplay in 1916) ³⁷ isimli kitabın yazarı Hugo Munsterberg de bulunmaktadır. Munsterberg "kurgu" terimini kullanmasa da, bu kavram ile doğrudan ilişkili görünen, sinemanın "sahnelerin hızla değişmesi" eğilimi üzerine odaklanmıştır.³⁸ Munsterberg kurguyla, kendi dalı olan "hafıza ve hayal gücü" bağlamında ilgilenir; sinemanın eşsiz psikolojik üslubunu vurgulamak üzere sıklıkla tiyatro ile kıyaslar. Örneğin hafıza ile ilgili olarak şunları söyler: Tiyatro, hafızamıza, bu geriye bakışı önermekten başka bir şey yapamaz... Photoplay yapabilir. Ormandaki kahramanı tehlikeni...

Kurgu ve Kavrayış

"Yönetmen, filmi izleyicinin zihniyle doğrudan etkileşime girmesi için dikkatle yaratır." John D. Anderson  "A Cognitive Approach to Continuity" Munsterberg, filmin hafıza ve hayal gücünün psikolojik durumlarıyla olan bağlantısı ile ilgilenirken, diğer eleştirmenler sinemanın kavrayışla ilişkisi üzerinde duruyorlardı. Kurgunun kuramsallaşması, yeniden, araştırmaların merkezini teşkil ediyordu. Sinemanın ilk yıllarında, V. I. Pudovkin hem anlatısal film kurgusunu çözümlemiş, hem de geleceğin yönetmenlerine sinema dramaları yapmak için bir "rehber" hazırlamıştı. Kuramındaki en önemli nokta, kurgunun, izleyicinin bilincini yönlendirmek üzere kullanılmasıydı. Sahnelerin yapısal kurgusunun temel önemini... saptamıştık. Sahneleri, her biri izleyicinin ilgisini aksiyon içindeki en önemli unsur üzerinde yoğunlaştıran, birbirinden bağımsız parçalardan inşa eder. Bu parçaların sırası kontrolsüz olmamalı fakat hayali bir gözlemciye ait (daha sonra i...

İletişim ve Dil Olarak Kurgu

"Kurgu, film yönetmeninin dilidir. Yaşayan bir söz söyleme yetisi olarak, şöyle düşünülebilir: bir kelime vardır —pozlanmış film parçası, görüntü; bir cümle vardır- bu parçaların birleşimidir." V. I. Pudovkin  Film Technique and Film Acting Carroll kurgu ve kavrayış konusuyla ilgilendiği kadar, insan iletişiminin bir yansıması olarak sinema üzerine de çalışmıştır. Şöyle yazar: Kurgu sadece kimya ve mekanik değildir. Dünya sinemasının toplumsal kurumsallığı içinde bir iletişim aracıdır. Uygulaması yönetmenlerin izleyiciye hikayeler, metaforlar ve hatta kuramlar nakletmesine imkân veren bir eklemlenme aracı sağlar.⁵⁴ Ona göre sinemanın iletişimsel güçleri insan zihninin arzularıyla ilişki kurar -özellikle muhakeme yetisiyle. Carroll'un belirttiği gibi, izleyiciye ardışık film çekimleri sunulduğunda: Bu görev izleyicinin tümevarımsal yeteneğini bağlar. Seyirci yeni materyal ile önceki bilgiler arasındaki bağı kendisi kurmalıdır. Kurgu tüm hikayeyi işlem...

Kurgu ve İdeoloji

"[İdeoloji] kendi işleyişlerini gizlemek:, işlev görüşünü ve mesajlarını bir şekilde " doğallaştırmak" zorundadır." Daniel Dayan "The Tutor-Code of Classical Cinema" Gördüğümüz gibi kurgunun belirli kuramları ideolojik anlamlara sahiptir. Andre Bazin'in gerçekçi görüntüye "inancı olan" yönetmenleri yeğlemesinin içinde dinsellik benzeri bir ton vardır, (izleyiciye daha fazla yorumlama "özgürlüğü" verdiğini iddia ettiği) uzun çekime olan düşkünlüğü demokrasi yanlısı bir tını taşımaktadır -bilhassa Bazin'in Sovyet sanatçıları tarafından öncülüğü yapılan kurgu ekolüne olan karşıtlığı düşünüldüğünde. 7.1 Kurgu ve Diyalektik Sergei Eisenstein için "sanat daima çatışmadır"⁶⁴, ve bu çelişki sinemada kurguyla sağlanır. Çekimin çekime "bağlanması" ile oluşan kurgu kavramına (Lev Kuleshov'la birlikte anılan kuram) karşı çıkarken, Eisenstein şu soruyu sorar ve yanıtlar: Peki montaj ve sonuç olarak on...

Kurgu ve Auteur Kuramı

"Bugün, auteur kuramı sayesinde, eğer bir yönetmenin teknik yeterliliği, sinema için sade bir yeteneği yoksa, yönetmenler panteonundan otomatik olarak kovulacaktır." Andrew Sarris "Notes on the Auteur Theory in 1962" Kimi kuramcıların, sinema tarihi ve estetiği tartışmalarında, kurgu stillerini çeşitli yönetmenlerle tanımladıklarını gördük. Örneğin genel/uzun çekim / derin odak üzerine tercihini açıkça gösteren Bazin, bu geleneğe örnek olarak sunulacak yönetmenleri ön plana çıkarır: F. W. Murnau, Jean Renoir, Orson Welles, William Wyler, Roberto Rosselini. Benzer şekilde Christian Metz de, film kurgusunda temel eğilimler üzerine yazarken Eisenstein'ı "ya montaj ya da hiçbir şey" diyenler arasına katar. Bu çeşitli formüllemeler film eleştirmenlerinin sinemasal auteur kuramını nasıl kurgulama stilleriyle tanımladıklarını gösterir (tıpkı yönetmenin diğer estetik ve tematik eğilimleri gibi). Elbette sinemadaki auteur kavramını geliştirenler, ikinci...

Teknolojik Gelişme ve Kurgu

"Daha iyi kurgunun, bu iş için geliştirilen en yeni araçlarla yapılacağını var­saymak insanın kendini kandırmasıdır. Çok pahalı elektronik sihirli değneklerimizi her kullandığımızda bunu hatırlıyoruz." Roger Crittenden Film and Video Editing Buraya kadar film kuramının görüntüyü kayırdığını ve pek çok çalışmanın sesi görmezden gelerek görsel kurgu üzerine odaklandığını gördük. Bununla beraber, sinema tarihi içinde belirli bir anda işitsel montaj olgusu revaçtaydı. Elbette bu süreç "sesin gelişi"ydi ve (farklı ulusal endüstrilere göre) 1920'lerden 1930'ların ortasına kadar sürmüştü. Sesin, sessiz dönemde gelişen sinemanın şiirsel sanatına -tüm filmi boş boş konuşan insan çekimlerine ve telefon zillerine indirgeyerek- zarar vereceğinden korkuluyordu. Bu moral bozucu senaryoya karşılık çeşitli kuramcılar ses/görüntü ilişkisine ait daha radikal fikirler öne sürdüler. Bunlar arasında en temel yaklaşım (özellikle Sovyet sanatçılar arasında) "görsel-...