Ana içeriğe atla

Kurgu ve Kavrayış

"Yönetmen, filmi izleyicinin zihniyle doğrudan etkileşime girmesi için dikkatle yaratır."

John D. Anderson 
"A Cognitive Approach to Continuity"


Munsterberg, filmin hafıza ve hayal gücünün psikolojik durumlarıyla olan bağlantısı ile ilgilenirken, diğer eleştirmenler sinemanın kavrayışla ilişkisi üzerinde duruyorlardı. Kurgunun kuramsallaşması, yeniden, araştırmaların merkezini teşkil ediyordu.

Sinemanın ilk yıllarında, V. I. Pudovkin hem anlatısal film kurgusunu çözümlemiş, hem de geleceğin yönetmenlerine sinema dramaları yapmak için bir "rehber" hazırlamıştı. Kuramındaki en önemli nokta, kurgunun, izleyicinin bilincini yönlendirmek üzere kullanılmasıydı.

Sahnelerin yapısal kurgusunun temel önemini... saptamıştık. Sahneleri, her biri izleyicinin ilgisini aksiyon içindeki en önemli unsur üzerinde yoğunlaştıran, birbirinden bağımsız parçalardan inşa eder. Bu parçaların sırası kontrolsüz olmamalı fakat hayali bir gözlemciye ait (daha sonra izleyici olarak adlandırılacaktır) ilginin doğal aktarımına karşılık gelebilmelidir.⁴⁵

Son yıllarda diğer yazarlar kavrayış ve film biçimi konusuyla yüz yüze gelmişlerdir. Noel Carroll, sinemasal söylem ile, seyirciye ait aklın işleyişinin, izleyicinin dikkatini çekecek sinemasal kinayeler kullanarak, nasıl "doğal" yoldan birbirini etkilediği üzerine odaklanır. Örneğin, kurgu yoluyla değişen çekimlerin karışımını "ekranı görsel bir aktivite ile pırpır ettiren"⁴⁶ hareketlerin bir formu olarak görür. Bu strateji izleyicinin dikkatini çekmeyi garantiler, çünkü insan olarak "eğer mevcut ilgimizin odaklandığı nesnede, hareketlenmek gibi, herhangi bir değişiklik olmazsa, doğal olarak dikkatimizi çevredeki diğer alanlara kaydırırız"⁴⁷ Kurgu böyle bir "değişikliktir" ve kesme en ani ve etkili geçiştir.⁴⁸ Carroll'a göre diğer kurgu teknikleri insan algısıyla uyum gösteren doğal yöntemler kullanır. Örneğin, bizi başka birinin bakış çizgisine ait rotayı takip etmeye iten, yaygın "bakış-açısı" aracı sıradan kavrayış ve algısal deneyimlerimizin işlenmesidir."⁴⁹ Carroll'un belirttiği gibi, bu şöyle işler:

Bir hayvanın diğer bir hayvan hakkında bilgi toplamasına benzer. Hayvanın bakışı onun ilgisini ve çoğu kez de pratik niyetini gösterir. Bu açıdan bakıldığında, başka bir hayvanın bakışını takip etmek, hayatta kalabilmek anlamına gelir.⁵⁰

Carroll aynı zamanda bakış-açısı kurgusuna ait yapının insan duygularının dinamikleri tarafından belirlendiğini görür: "işaret / nesne çekiminin [bir karakterin kavrayışını gösteren çekim] işlevi, izleyiciye karakterini içinde bulunduğu duygusal durumun nedeni ya da nesnesini sunmaktır"⁵¹ Bundan dolayı, ekranda korku içindeki bir karakteri gördüğümüzde, doğal olarak sonraki çekimde karakterin bu tepkisinin sebebini görmeyi isteriz. Benzer şekilde, John Anderson için de, kurgunun insan algısının dinamikleriyle uyumu ana akım sinemanın popülerliğini açıklar:

Hollywood sinemasının kolay ulaşılabilir olmasının altında sinema ile insanın algısal sisteminin birbirini doğrudan etkilemesine imkân veren filmsel yapıya dair birkaç prensibin önce keşfi daha sonra da bir gelenek haline gelmesi yatar.⁵²

İlginin yönlendirilmesi tüm film yapısı ve düşüncesinin bir parçasıyken, belirli çalışmalar (hem deneysel hem de ana akım olarak) bu konuyu söylemlerinin bir uzantısı olarak ön plana çıkarır. Jacques Tati'nin Playtime (1968) adlı komedi filmi çok sayıda görsel şakayı tek bir uzun/genel çekimin içine yerleştirir ve kompozisyon yöntemleri, renk ve devinimle bu şakalara dikkat çeker. Bununla beraber her çekim öylesine karmaşık ve kafa karıştırıcıdır ki hadi çöz bakalım dercesine bir oyunu oluşturur ve izleyiciye meydan okur.⁵³
Jacques Tati, (1968) Playtime

Amerikalı bağımsız yönetmen Robert Nelson Bleu Shut (1970) isimli filmini bir televizyon bilgi yarışmasına uygun şekilde biçimlendirir, ve izleyici, bir dış ses vasıtasıyla, ekran üzerindeki küçük saati izleyerek geçen zaman konusunda yönlendirilir.

Bleu Shut, (1970) Robert Nelson

Benzer şekilde, George Landow'un, film gösterimi üzerine eğitsel bir filmin gülünç taklidini yapan Institutional Quality'si (1969) izleyiciden, sanki sıradan bir sınavmış gibi, -hayali bir test kitabındaki cevap anahtarını işaretlemeyi de kapsayarak- yanıt vermesini ister. Bu iki metindeki ironik şaka, izleyiciden talep edilen kavrayışsal hareketin imkânsızlığı ve uygunsuzluğudur.

New Improved Institutional Quality: In the Environment of Liquids and Nasals a Parasitic Vowel Sometimes Develops, (1976) Owen Land (George Landow)



⁴⁵ Pudovkin, a.g.e., s. 70-71.
⁴⁶ Noel Carroll, "Film Attention, and Communication", The Great Ideas of Today Kncyclopedia Brittanica, Chicago, 1996, s. 18.
⁴⁷ Carroll, "Film Attention..;sT 19.
⁴⁸ Carroll, "Film Attention...", s. 22.
⁴⁹ Carroll, "Film Attention...", s. 39.
⁵⁰ Carroll, "Film Attention...", s. 39.
⁵¹ Carroll, "Film Attention...", s. 43.
⁵² John Anderson, "A Cognitive Approach to Continuity", Post Script: Essays in Film and the Humanities 13,1 (Fail 1993), s. 65.
⁵³ Lucy Fischer, "Playtime: The Comic Film as Game", West Virginia Philological Papers (Summer 1980), s. 83-88.