"Film kurgucuları, kullandıkları aletlerle dokunaklı şeyler söyler. Kaostan düzen yaratırlar..."
Vincent LoBrutto
Selected Takes
Arnheim gibi kuramcılar için, sinemanın işlenmemiş gerçeklikten uzaklığı sadece ontolojik bir mesele değildir. Aksine, onun kabulü sinemanın yüksek kültürel bir biçim olarak durumunu gösterir (bu nedenle Arnheim'm önemli eseri şu adı alır: Film as Art. ²² Arnheim'a (ve onunla aynı perspektife sahip insanlara) göre, kurgu, sanatçıya ait hünerin açık ispatını sunduğu için, sinemasal becerinin ayrıcalıklı bir aracıdır. Arnheim'ın belirttiği gibi, montaj, "sinema sanatına giden asil bir yoldur" ²³ Arnheim şöyle devam eder:
Bir kişi tarafından kontrol edilen kayıt sürecinin sonucunda ortaya çıkan, yüzeysel addedilen tek bir görüntü, unutulmamalıdır ki doğanın taklidinden başka bir şey değildir. Ne var ki iş montaja geldiğinde, bu sürece insan eli değer: zaman kırılır, zaman-mekân düzeninde birbirinden koparılan şeyler tekrar bir araya getirilir. Bu çok daha gerçek bir yaratıcılığa ve biçimlendirici işlemselliğe işaret eder.²⁴
Benzer bir düşünceyle, kuramcı ve sinemacı Maya Deren kurguyu, sinema sanatçısının en önemli araçlarından biri olarak görür:
Filmde görüntü, yaratıcı hareketin temel maddesi olarak, sadece bir başlangıçtır ve öyle olmalıdır. Tüm buluşlar ve yaratımlar öncelikle bilinen parçalar arasındaki yeni ilişkilerden doğar... Film kurgusu, görüntülere belirli ve yeni anlamlar kazandıran ardışık ilişkileri oluşturur. ²⁵
Deren'e göre, beceri gösterisi olarak kurgu hem geleneksel anlatımın, hem de Kracauer ve Bazin tarafından pek sevilen zaman-mekân devamlılığının inkarını gerektirir. Deren şöyle der:
[Sinema] edebiyat ve onun tutuk bir kopyası olan anlatımın olay örgüsüne ait, fiziksel dünyaya bağlılığa, zaman-mekân içeriğinin ve bağlantılarının adım adım ilerlemesine dayalı 19. yüzyıl ilkel materyalizmini yücelten bir biçimden doğan yüzeysel mantığa ait anlatım disiplinlerinden vazgeçmelidir. Bunun yerine filmsel görüntülerden oluşan bir söz dağarcığı geliştirmeli ve bunlarla ilgili sinemasal tekniklere ait bir söz dizimi yaratmalıdır. Medyumun özündeki disiplinleri belirlemeli, kendi yapısal tarzını meydana çıkarmalı, kültürümüzü sanatsal olarak zenginleştirebilecek ulaşılabilir yeni alan ve boyutlar keşfetmelidir. ²⁶
Deren de aslında, —"Yeni Amerikan Sinemasında" yeni ufuklar açan- kendi filmlerinde böyle bir kurgu yöntemi kullanmıştır. A Study in Choreography far Camera'da (1945) bir erkek dansçının sıçrayışına belirli bir yerde, ardışık çekimlerle, başlayıp, başka bir mekânda tamamlamasını gösterir. Meshes of the Afternoon (başrolünde yönetmenin oynadığı, rüya benzeri bir hayal) adlı filminde ise Deren (elinde bir hançerle) yerinden kalkarak, yine kendisinin oynadığı ikinci bir uyuyan figüre yaklaşır. Daha sonra yapay devamlılık ile kurulmuş bir kurguyla -deniz üzerinde, toprak üzerinde, çimenler üzerinde, kaldırım üzerinde ve halı üzerinde- birkaç adım atar. Açık bir biçimde, kurgu vasıtasıyla, Deren "yaratıcı film biçimi" ²⁷ oluşturma hedefini gerçekleştirir.
A Study In Choreography For Camera, (1945) Maya Deren
Meshes of the Afternoon, (1943) Maya Deren
²³ Arnheim, Sanat Olarak Sinema, s. 87.
²⁴ Arnheim, Sanat Olarak Sinema, s. 87-88.
²⁵ Maya Deren, "Cinematography: The Creative Use of Reality", Film Theory and Criticism, ed. Gerald Mast, Marshall Cohen and Leo Braudy, 1992 [1960], s. 66-67.
²⁶ Deren, a.g.m., s. 70.
²⁷ Deren, a.g.m., s. 69.