Ana içeriğe atla

Titremsel Kurgu

Bundan sonraki üç kurgu çeşidi birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Eisenstein bu kurgu çeşitlerini belirlemek için önce geleneksel kurguyla bir karşılaştırma yapar: Çekimlerde bir egemen öğe (dominant) vardır. İzleyicinin dikkatini ilk' ağızda çeken, bu egemen öğedir. Ancak ne denli güçlü olursa olsun, çekimin tek uyaranı egemen öğe değildir; daha önce de gördüğümüz gibi, çekim içinde birçok uyaran vardrr. Müzikle bir benzerlik kurarsak, egemen öğenin yanı sıra bir dizi titremler (tones) ve üsttitremler (overtones) yer alır, Geleneksel kurgu, çekimlerdeki egemen öğeye göre belirlenen kurgudur. Çekimıde hangi öğe ağır basıyorsa, film parçaları buna göre birleştirilir: 
Tartıma göre kurgu, çerçeve içindeki temel eğilime göre kurgu, çekimlerin uzunluğuna göre kurgu, vb ... Örneğin tecimsel sinemıadaki geçerli anlatısal (narratif) sinemada bu egemen öge, dramatik değerdir. Eisenstein, ağır basan, egemen öğeye göre belirlenen bu kurguyu «aristokratik» diye niteler ve buna titremsel kurgu (tonal montage) adını verir. Titremsel kurgu, parçanın coşkusal sesi'ne, egemen öğesine, parçanın genel titremine dayanır (9:64-65). Eisenstein, dizemsel kurgudaki devinimden değişik olarak titremsel kurgu da devinimin daha geniş anlamda ele alındığını söyler. Burada «Devinim kavramı, kurgu parçasının bütün duygularını kapsar. Kurgu burada parçanın -egemen öğesinin- kendine özgü coşkusal sesi'ne dayanır. Parçanın genel titremine» (9:75).

Eisenstein, titremsel kurguya örnek olarak, Potemkin'de Vakulinçuk'un cenazesi önündeki saygı geçişinden önce yer alan, Odesa limanındaki «sisli sabah» görünçlüğünü gösterir: «Burada kurgu bütünüyle parçaların coşkusal «ses»ine, uzamsal değişmelere yol açmayan dizemsel titreşimlere dayanmaktaydı. Bu örnekte temel titremsel egemen öğenin yanı sıra, ikinci derecede yardımcı bir titremsel egemen öğenin de işe karışması ilgi çekicidir. Bu, görünçlüğün titremsel yapısını, dizemsel kurgu geleneğine bağlar ki, bunun da en ileri gelişmesi titremsel kurgudur... Bu ikinci derecedeki egemen öğe, belli belirsiz değişen devinimlerle ortaya konmuştur: Suyun çalkanması; demirli geminin ve şamandıraların hafif sallantısı; yavaşça yükselen buğu; yavaşça suya konan martılar. Parçaların birleşmesinde baş gösterge, optik ışık titreşimleri (esiss ile «parlaklık» ın çeşitli dereceleri) olan temel öğelerine göre belirlenmişti» (9:76).